İşletmelerin günümüzde faaliyetlerini sürdürebilmesi için gerekli olan iki ana unsur kuşkusuz bilgi ve sermayedir. Yüksek risk taşıyan ve tek bir yüklenici tarafından yapılması mümkün olmayan projelerde şirketler, şirketler ile veya şahıslar ile bilgi ve sermayelerini ortak bir ekonomik amaç için bir araya getirip ortaklık oluşturabilirler. Kurumlar kuracakları ortaklıkları ister Borçlar Kanununa göre adi ortaklık olarak isterse Kurumlar Vergisi Kanununa göre iş ortaklığı şeklinde kurabilirler.
İş ortaklıkları, kazancı paylaşmak amacıyla kurulan ortaklıklar olup belli bir işin yapılmasını müştereken taahhüt edebilirler. İş ortaklığı, devamlılık gösteren ve aynı nitelikte olan iş veya işler için değil, belirli bir sürede bitecek bir iş için kurulacak ve tam mükellefiyete tabi olacaktır. İş ortaklığının kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesi, ortaklığın kuruluş mukavelesinde gösterilen merkezinin bulunduğu yer vergi dairesidir. Mukavelede, ortaklık merkezi belirtilmemiş ise iş merkezinin bulunduğu yer vergi dairesi, bağlı olduğu vergi dairesi olacaktır. İş ortaklıkları kurumlar vergisi mükellefi sayılmaktadırlar. Faaliyetten doğan kazanç, kurumlar vergisine tabi tutulduktan sonra vergi sonrası kazanç ortakların hisseleri oranında ortaklara dağıtılmaktadır. İş ortaklıklarının tasfiyesi, Borçlar Kanunundaki adi ortaklıkların dağılmasına ilişkin hükümlere göre yapılacaktır.
İş Ortaklıklarının Unsurları
İş ortaklıklarının kurumlar vergisi mükellefi sayılabilmesi en aşağıda belirtilen unsurları taşıması gerekmektedir.
· Ortaklardan en az birisinin kurumlar vergisi mükellefi olması
· Ortaklığın belli bir işi sonuçlandırmak üzere yazılı bir sözleşmeyle kurulması
· İş ortaklığı konusunun belli bir iş olması
· Birlikte yapılacak olan işin belli bir süre içinde gerçekleştirilmesinin öngörülmesi
· İş ortaklığı ile işveren arasında bir yüklenim sözleşmesinin olması
· Tarafların müştereken yüklenilen işin belli bir veya birden fazla bölümünden değil, tamamından işverene karşı sorumlu olmaları
· İşin bitiminde kazancın paylaşılması
· Birlikte yapılması öngörülen ve müştereken yüklenilen işin bitimi ve Vergi Usul Kanununda belirtilen mükellefiyetle ilgili ödevlerin tamamının yerine getirilmesiyle mükellefiyetin sona ermesi.
İş Ortaklıkları Örnek Uygulama
Demir İnşaat Ltd.Şti. ile gerçek kişi (E) arasında 01/03/2018 de %50, % 50 sermaye paylı olarak 500.000 TL sermayeli iş ortaklığı kurulmuş ve ortakların talepleriyle iş ortaklığının kurumlar vergisi mükellefiyeti açılmıştır. İş ortaklığı, 01/4/2018 de (x) Belediyesinin yol aydınlatması işini 5.000.000 TL + KDV karşılığında taahhüt etmiştir. 30/09/2018 da tamamlanan işin maliyeti 4.000.000 TL dır.
Hesaplanan kurum kazancı 1.000.000,-TL
(5.000.000-TL-4.000.000-TL)
Hesaplanan Kurum Vergisi %22 220.000,-TL
Dönem Net Karı 780.000,-TL
Gerçek kişi E nin Kar Payı %50 390.000,-TL
Gelir Vergisi Tevkifatı %15 58.500,-TL
Gerçek kişi E ödenecek Kar Payı 331.500,-TL
Tüzel kişi Demir İnşaat ödenecek Kar Payı %50 390.000,-TL
Toplam Ödenecek Kar Payı (331.5000+390.000) 721.500,-TL
Gerçek kişi (E) nin kurumdan aldığı kâr payı Menkul Sermaye İradı’ dır. GVK/22. madde hükmünce, tam mükellef kurumlardan elde edilen kâr paylarının yarısı gelir vergisinden istisnadır.
Gerçek kişi (E) nin brüt kâr payı………………………. 390.000-TL
Gelir vergisinden istisna tutar (1/2)………………….(-) 195.000-TL
Kalan……………………………………………………. 195.000-TL
Hesaplanan Gelir Vergisi 58.730-TL
Mahsup edilecek Gelir Vergisi 58.500-TL
Ödeme 230-TL
Demir İnşaat Ltd.Şti, iş ortaklığından elde ettiği 390.000 TL tutarında kâr payını 2018 yılında kendi kurum kazancına dahil edecek, diğer taraftan aynı tutarı, 2018 yılı için vereceği yıllık kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ‘’iştirak kazançları istisnası’’ şeklinde kurum kazancının tespitinde istisna olarak kurum kazancından indirim konusu yapacaktır.
Diğer bir ortaklık türü Adi ortaklıklar ise Borçlar Kanununun 520–541 inci maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan Kanunun 520 inci maddesinde adi ortaklık, iki veya daha fazla kişinin, bir sözleşmeye dayanarak, ortak bir amaca ulaşmak için emek ve mallarını birleştirmesi olarak tanımlanmıştır. Adi ortaklıkların tüzel kişiliği olmadığı gibi gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmaları da söz konusu değildir. Adi ortaklık olarak faaliyette bulunulması halinde, ortaklığa stopaj ve katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmektedir. Adi ortaklıkların ortaya çıkan kâr veya zararı, adi ortaklığı oluşturan ortaklar tarafından hisseleri oranında kendi kazançlarına dahil edilerek vergilenmektedir. Ayrıca, aynı Kanunun 538-540 ıncı maddelerinde de adi ortakların tasfiyesine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Adi ortaklıklar, kurumlar vergisi mükellefiyeti olmamalarına rağmen katma değer vergisi mükellefi olmaları nedeniyle ayrı defter tutabilmektedirler. Adi ortaklıkların en önemli avantajları düşük maliyet ile kolayca kurulabilmesi olmakla beraber, ortaklığın kişisel sorumluluğu sebebiyle uzun soluklu ticari yaşamda tercih edilmemektedir.
Sonuç olarak Adi ortaklıklar ticari hayatta daha çok inşaat başta olmak üzere girişim projeleri için kullanılmaktadır. Adi ortaklıklar bir projenin belirli ve ayırt edilebilir bölümlerini üstlenebilirler. İş ortaklıkları ise daha çok ‘’Joint Venture’ ’ler den oluşmaktadır. İş ortaklıklarının kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirmesi hukuki yapılarında bir değişiklik yaratmaz. Adi ortaklık statüsündedirler. Adi ortaklık ile İş ortaklığı arasında ki temel farklardan en önemlisi vergilendirmede ortaya çıkmaktadır. İş ortaklıkların faaliyetinde ki kazanç, kurumlar vergisine tabi tutulmakta ve vergi sonrası kazanç ortakların hisselerine göre dağıtılmaktadır. Ancak iş ortaklığı adına beyan edilen zararların ortaklarca indirimi söz konusu değildir. KDV ve Stopaj mükellefiyeti bulunan Adi ortaklıkta ise Kar adi ortaklıkta vergilendirilmez ortakların hisseleri oranında kar veya zarar aralarında paylaştırılır.